13 Kasım 2008 Perşembe

Kayıp Pozisyonda Savunma Yapmak


Yukarıdaki konum Karpov-Kasparov, Moskova 1985 oyununda; beyazların şık 54. Kd3-f3! hamlesinden sonra meydana geldi. Siyahlarla siz oynuyor olsaydınız nasıl savunma yapardınız? Demek istediğim şu: Konum belirli nedenler yüzünden kayıp ve siz de bunun tamamen farkındasınız. Yani, elinizden gelen en iyi savunmayı yapıp rakibinizin rehavet içerisinde bir hatasını kollamanız lazım. İşte bu yüzden kayıp pozisyonu savunmak önemli, çünkü herkes bilirki kazanılmış pozisyonu kazanmak zordur. Sizin de savunan taraf olarak bir şekilde bu zorluğu arttırmanız gerekiyor!

Gerçek oyunda, siyahlar; 54... Şe7 hamlesini tercih ettiler ve ardından 55. Vh8 d4 56. Vc8 Kf6 57. Vc5+ Şe8 58. Kf4 Vb7+ 59. Ke4+ Şf7 60. Vc4+ devamyolunda kaybettiler.

Başka bir yol; 54... Ff6!? 55. g4 Kc6 56. Fd3 Vg8 57. Vf5 Şe7 58. Ke3+ Şd6 59. Vg6 Kc7 60. g5 şeklinde olabilirdi. Yine beyazlar kazanç konumunda olurdu ama daha yapılacak çok iş var.

Fakaaat... Siyahlar oyunu bırakıp kolayca(!) 54... Kf6? ile savunmayı deneselerdi beyazlar hemen nasıl kazanırdı?

Aslında oyunu okumadan yapılacak bu hamle ile siyahlar c3'teki filin yolunu kapatmış olacaktı. Aksi halde bir sonraki hamle için g5 ile savunma sürdürülebilirdi. Şimdi ise 55. Ke3! Kxf5 56. Vh8+ Vg8 57. Ke8+ Şxe8 58. Vxf8+ Şe7 59. Va8 ve beyazlar kolay bir şekilde kazanır.

1 Kasım 2008 Cumartesi

Atları da Vururlar!!!


Yukarıdaki konum Koblenz-Wood arasında oynanan bir oyunda eğer siyahlar 25... Af6 oynasaydı gerçekleşecekti, fakat onlar zaten kayıp olan bu konuma 25... Ff6 ile devam etmeyi tercih ettiler ve 26. Fh7+ Şh8 27. Axf7+! Fxf7 28. Fg6+ Şg8 29. Vh7+ hamlelerinden sonra terk ettiler. Peki sizce beyazlar yukarıdaki konumda nasıl devam etmeliydi?

Biryerlerde "At varsa mat olmaz" diye birşeyler okumuştum. Tecrübeyle sabittir ki; atla ya da ata karşı oynamayı öğrenmek oldukça zordur. Şahımın yakınlarına bırakın rakibimin iki atını birinin bile yaklaşmasını istemem. Çünkü bir anda yaratılan tehditlerin sayısı artar. Pek çok varyanta dikkat etmeniz gerekir ve ben ister istemez strese girerim. Yukarıda yapılması gereken ilk şey ise, sanırım her üst seviye oyuncunun da kabul edeceği gibi, atlarınızı mümkün olduğunca rakip şaha ya da hedef bölgeye yaklaşmaktır. Gerçekten de atlar vurulmadıkları(!) sürece durdurulamazlar ve yarattıkları tehdit hep oralarda bir yerde sinsice bekler.

İşte yukarıdaki konumda da bunu yapıyoruz ve bunu yaparken de yine bir attan yardım alıyoruz. 26. Ag5! ( işte tam da atlara yakışan bir hamle ) 26... Fd8 ( başka ne oynanabilir ki ) 27. Fh7+ Axh7 28. Vxh7+ (artık at olmadığına göre mat yapabiliriz) 28... Şf8 29. Ag6+! (kesinlikle çok şık) 29... fxg6 30. Axe6+ # Kalan son atın nalları siyah şahın alnının ortasında patlıyor, şiir gibi bir son.

31 Ekim 2008 Cuma

Blogger'a Yasaklama Çağdışı!!!

Geçtiğimiz günlerde yaşadığım şoku unutabileceğimi hiç zannetmiyorum. Bir akşam bloğuma yazı eklemek için girmek istiyorum ve o yüreğimi karartan yazı ile karşılaşıyorum... Bir an için Tanrım(!) dedim, ben nasıl bir ülkede yaşamaya başladım böyle. Hani demokrasi, hani özgürlük!!! Çok şükür ki yanlıştan dönüldü ve tekrar bloğuma kavuştum. Yasakçı zihniyete sahip bir ülkede yaşamanın ne kadar kasvetli olacağını insana ne güzel örneklerle gösteriyorlar öyle. Elbette youtube, blogger veya herhangi başka bir sitenin T.C. yasalarına aykırı yayınlar içermesini kabul etmiyorum. Bildiğiniz gibi bu sitelerde faydalı pek çok bilgi var insanın ufkunu açan ve bunun tam zıttı olarak işe yaramaz hatta can sıkıcı şeyler de var. Fakat interneti normal hayattan ayıran en önemli şey de işte burada; siz fikir ve bilgi olarak canınızın istediğini alır, canınızın istemediğini almazsınız. Çünkü normal hayatta çok uzun zaman alacak veya hiç sahip olamayacağınız bilgilere internet aracılığıyla ulaşıyorsunuz ve bence tam da kelimesi kelimesine evrene bağlanıyorsunuz. Peki ama ya canımızı sıkan, kabullenemediğimiz, bizi üzen sitelere karşı ne yapacağız? İşte bunun can alıcı noktası burada; tembellik etmeyeceğiz arkadaşlar!!! Karşı bilgi üreteceğiz ve bunu bilgilerimizi sağlam temellere oturtarak yapacağız. Yapılan yanlışın neden yanlış olduğunu ve neyin daha doğru olduğunu ya da olabileceğini göstereceğiz. Zaten o zaman internette bu tipten yasaklamaların yanlışlığı kendiliğinden ortaya çıkacaktır. İşte bir satranç sevdalısının nacizane fikri budur. Saygılarımla...

6 Ekim 2008 Pazartesi

KUSURSUZ HAMLE

Her insanın hayatta bir amacı vardır. Satrançla sadece laf olsun diye ya da havalı olmak için ilgilenmeyen gerçek satranç severlerin yani yaşamı bir filin, vezirin veya herhangi bir figürün gözünden görenlerin de mutlaka bir amacı vardır. Hatta bu bazen, sahip olduğu anlamdan fazla sanatsal bir değer de taşıyabilir. İnsan illa bu amacı itiraf etmek zorunda da değil. O kişinin oyunlarını incelerken; hamle seçimlerinde, oyun biçiminde ve bazen yenilgilerinde görürüz bu amacı ve bizlere adeta bağırır ben bunun için satranç oynuyorum diye. İşin en güzel tarafı da, hiçbir satranç oyuncusu bunun için birilerine hesap vermek zorunda değildir. Sizin yaşamınıza(!) kimin müdahale etmeye hakkı olabilir ki.

Benim de elbette bir amacım var. O da; bir gün bir turnuva oyunumda (OTB) kusursuz bir hamle yapmak. Bu öyle bir hamle olmalı ki, beynimde ve yüreğimde yarattığı heyecanı yıllar boyu hatırlamalıyım. Oyunun sonucunu zerre kadar önemsemiyorum fakat, işte tam da o hamleyi yapmalıyım, biliyorum. Küçücük bir hamle... Ama hamlelerin en kusursuzu! Bu öyle bir hamle ki; deneyimlerimden, yaşamdan, felsefeden, müzikten ve şiirden izler taşımalı. Bu hamleyi gerçekten istiyor ve ölesiye arzuluyorum. Hatta sadece o "kusursuz hamle" için şehir şehir, ülke ülke dolaşıp turnuvalara katılmak istiyorum. Belki bir gün o hamleyi bulup notasyon kağıdıma yazacağım ve parmak uçlarımla usulca yaşama taşıyacağım ve kesinlikle eminim ki saatime bastığım o anda bu dünyada benden daha mutlu kimse olmayacak!

8 Temmuz 2008 Salı

İzmir Satrancı İçin Alarm Sinyali mi?

Bugün, yeni tasarımıyla TSF sitesini ziyaret ettim ve oldukça profesyonel buldum. TSF'nin artık her kalemde başarıyı hedefleyen bir federasyon haline geldiği belli oluyor. Bu güzel siteden tüm satranç severlerin faydalanabilmesini diliyorum. Teşekkürler TSF. Bu arada kafanıza takılan bir konu olduğunda TSF'ye e-posta göndermekten kesinlikle çekinmeyin, çünkü sizinle en kısa sürede ilgileniyorlar ve istediğiniz bilgiyi ya da cevabı alıyorsunuz. Bu gerçekten mutluluk verici.

Yalnız eğer Lisans Bilgi Sistemi linkine tıklayıp oradan dağılım ve istatistikler dediğinizde ve illere göre Top 10'u seçtiğinizde şu sıralamayı görüyorsunuz:
İLBAYANERKEKTOPLAM
İSTANBUL 4728 19953 24681
ANKARA 3738 15324 19065
ADANA 3423 11220 14643
ANTALYA 3498 10482 13980
DENİZLİ 2733 8391 11124
KONYA 2025 8751 10779
İZMİR 2481 8037 10518
MANİSA 2130 7749 9882
HATAY 1896 7314 9210
MERSİN 2115 6714 8829

Gördüğünüz gibi İzmir 7. sırada ve ensesinde Manisa'nın, Hatay'ın soluğu hissediliyor. Elbette üst sıralara yerleşen diğer Anadolu illerini kutlamak ve taktir etmek gerekiyor ama bu kesinlikle İzmir için alarm sinyali demek. Umarım bu durum gerektiği gibi araştırılır, çünkü lisanslı sporcu ve turnuva sayısı bakımından İzmir, daha üst sıralarda kendine yer bulmak zorunda. Gidişat onu gösteriyor ki önümüzdeki senelerde İzmir'i "ilk 10 il" içerisine bile göremeyebiliriz. Satranç; her kesimden ve yaştan insanlarla sorunsuzca buluşabilmeli ve kendini sevdirebilmeli. Sakarya'lı satranç severlerin neler yaşadığını da biliyorum ve İstanbul'a bu kadar yakın oluşu artık bir şeyleri değiştirebilmeli diye düşünüyorum. İçinde satranç sevgisi dolu mutlu insanların olduğu kalabalık turnuvalarda buluşabilmek dileğiyle...

30 Haziran 2008 Pazartesi

Satranç ve Psikoloji


Yukarıdaki konuma rakibimin 29.... d5 hamlesinden sonra ulaşmıştık. Kazanç konumuna geçmemle birlikte kendimi epey rahatlamış hissediyordum, çünkü çok mücadele vermiştim. Bu hamle ise bana biraz garip(!) gelmişti ama sadece üstünkörü bir incelemeyle yetinmiştim. Rakibim, ya yaşının getirdiği toylukla (11 yaşındaydı) ya da antrenörünün etik dışı tavsiyelerini hatırlayarak neredeyse her hamlesinden sonra berabere teklif ediyordu. Oyunun bir an önce bitmesini istiyordum ve belki birazda bunun etkisiyle 30. c5! hamlesini değilde 30. cxd5?! hamlesini tercih ettim ve kendimi sıkıntıya soktum. Rakibimin tek beklentisi hata yapmamdı ve cesur hamlesinin bende uyandırdığı dehşetle sonuçta bunu başardı. 30.... Fxf2+!? 31. Şxf2 Vh4+ 32. g3 Vxh3 (biraz geçte olsa siyahın 29. hamlesini yaparken güvendiği Kc2 tehtidinin önemini kavrayabilmiştim, fakat içine düştüğüm panik ve daha dikkatli oynama isteği bana daha büyük bir hata yaptırdı. ) 33. Vf1? (halbuki Vd3 hamlesinden sonra beyazların önemli bir sorunu yoktu.) 33.... Vh2+ 34. Şf3 Vh5+ 35. Şe4?! (35. Şe3 daha iyiydi) 35.... Vg4+ 36. Ff4 Vg6+ 37. Şf3 Vh5+ 38. Şg2?? (İyice bunaldığım bir anda en kötü hamleyi yaptım, aslında 38. g4 varyantında hiç bir sorun yoktu.) 38.... Kc2+ 39. Vf2 Kxf2+ 40. Şxf2 Vxd5 41. Kc1?? (41. Fe3 hamlesi en iyisiydi ve beyazlar iyi bir savunma kurabilirdi.) Böylece çöken moralimle birlikte ardı ardına gelen hatalar sonucu siyah oyunu kazandı. Herhalde ne kadar üzüldüğümü tahmin edebiliyorsunuz. Keşke satranç oynarken duygu şalterlerimizi indirmenin bir yolu olsa...

29 Haziran 2008 Pazar

Yine Zaman Sıkışması!!!


Hamle sırası siyahların ve görüldüğü gibi siyahlar çok da rahat bir durumda değil... 2007 İzmir Open'da oynadığım oyunlardan birindeki bu kritik pozisyon gerçekten zevkli geçen bir maçımdan. Kritik; çünkü zaman sıkışmasında bena eşitliği getirecek, biraz daha rahat oynamamı sağlayacak hamleyi kaçırdım ve ardından da oyunu kaybettim; çünkü 24.... c5? oynadım. Oyunun yeniden canlanması için doğru varyant şöyle olabilirdi:
24.... Axd3! 25. b4 a6 26. cxd3 Fxd4 27. Kb3 Fg7
Satrançtaki en can sıkıcı anlardan biridir sanırım; zaman sıkışması altında doğru planı bulamamak. Çözümse daha fazla turnuva pratiği diye düşünüyorum. İnsan, yüksek stres altında düşünmeye ve odaklanmaya alışmalı.

20 Haziran 2008 Cuma

Haydi Türkiye, Kalbimiz Seninle!!!

Türkiye, Çek karşılaşmasından sonra yeni bir zafer peşinde. Bakalım bu gece 21:45'te başlayacak maçın bitiş düdüğü çaldığında kim sokakları dolduracak ve zafer şarkıları söyleyecek. Eğer otoritelerin pek şans tanımadığı Türk Milli Takımı bu zorlu engeli de aşabilirse yeni bir destanla spor alanında yine uzun süre dillerden düşmeyecek. İş; savaş, destan, mücadele olunca geçenlerde arkadaşımın gönderdiği resim sanırım konuyu yeterince açık anlatıyordur :) Burası Türkiye, yok öyle...

14 Haziran 2008 Cumartesi

Aerosvit 2008'de 6. Tur Sona Erdi

Ukrayna’nın güneyinde, Kırım’ın bir kasabası olan Foros’ta, AEROSVIT Airlines tarafından düzenlenen dünyanın en güçlü GM’lerinden 12’sinin yarıştığı Aerosvit 2008 turnuvasında tüm maçların berabere bittiği 6. tur geride kaldı ve harika çocuk Magnus Carlsen yenilgisiz 5 puanla lider. Turnuvanın reyting ortalaması 2711, Carlsen ise şu anda 3100 reyting ortalamasıyla oynuyor!! Maçlar her gün T.S. ile 14:00’da başlıyor. 90 dakika ilk 40 hamle için ve sonra oyunun sonuna kadar 30 dakika ile hamle başına 30 saniye artırımı ile yapılan maçlar çok kaliteli ve çekişmeli geçiyor. Aşağıdaki oyun turnuvanın berabere biten en güzel oyunu olmaya aday:

[Event "Aerosvit"]
[Site "Foros UKR"]
[Date "2008.06.13"]
[Round "6"]
[White "Shirov,A"]
[Black "Karjakin,Sergey"]
[Result "1/2-1/2"]
[WhiteElo "2740"]
[BlackElo "2732"]
[ECO "D43"]

1. d4 d5 2. c4 c6 3. Af3 Af6 4. Ac3 e6 5. Fg5 h6 6. Fh4 dxc4 7. e4 g5 8. Fg3 b5 9. Fe2 Fb7 10. O-O Abd7 11. Ae5 Fg7 12. Axf7 Şxf7 13. e5 Ad5 14. Ae4 Vb6 15. Ad6+ Şe7 16. Fg4
(Oyunun buraya kadar ki bölümü Topalov-Kramnik oyunu ile aynı gidiyor. Fakat Topalov’un kazandığı o oyunda Kramnik’in tercih ettiği 16…. Kag8 hamlesi yerine Karjakin yeni bir fikir deniyor. Söylendiğine göre bu varyant Boby Fischer’in Topalov’a yazdığı bir mektupla doğmuş. Fischer’ın ölümünden sonra İzlanda’daki evinde bulunan dizüstü bilgisayarda uzmanların yaptığı araştırmalarda, satranç dosyaları ve yüzlerce e-posta arasında ortaya çıkartılan mektupta orijinal metniyle şunlar yazıyor:

“From: Robert J Fischer [mailto: [deleted]@emax.is]
Sent: Sunday, 09 December 2007 04:08
To: [Deleted]
Subject: Knight sac in the Moscow

Reykjavik, December 2007

Dear Veselin,

I wish you all the best for the tournament in Wijk. You asked me for new ideas. Okay, here is one I had on the Moscow Variation. After 1.d4 d5 2.c4 c6 3.Nf3 Nf6 4.Nc3 e6 5.Bg5 h6 6.Bh4 dxc4 7.e4 g5 8.Bg3 b5 9.Be2 Bb7 10.0–0 Nbd7 11.Ne5 Bg7 why can’t you simply sac the knight on f7? 12.Nxf7 Kxf7 and then continue with 13.e5 Nd5 14.Ne4? What can Black do? After e.g. 14… Ke7 you play 15.Nd6 and now e.g. Qb6 16.Bg4 Raf8 17.Qc2. That is the point. The queen comes to g6. If now 17… Qxd4 then 18.Qg6 Qxg4 19.Qxg7+ Kd8 20.Nxb7+ Kc8 and now 21.a4 is very strong. If then 21… b4 you simply play 22.Rac1 c3 23.bxc3 b3 24.c4 Rfg8 25.Nd6+ Kc7 26.Qf7 Rf8 and now 27.h3. That really should win. 27.cxd5 is not good I think, because of 27…Rxf7. And after 28.Rxc6+ Kb8 29.Nxf7 you can play. 29...Qe2 and after 30.Nxh8 there is the awful 30…Qxf1+ 31.Kxf1 b2. Well, check it all with the Cheperinof guy. Say he came up with it if it works. DO NOT say you got it from me!

Best regards
Robert “ )

(Ve Karjakin’nin piyon fedası ile oyun çok keskin bir hal alıyor. Bu hamle beyazların tehlikeli Vg6 fikrini önlüyor.)
16....h5!?N 17. Fxh5
(
daha iyisi 17. Fxe6 Şxe6 18.Vc2 Ae7 veya 17.Vd2 Fh6 (eğer siyahlar 17...Kag8 !? 18.Vxg5+ Ff6))
17....Kaf8 18. Vg4 Fh6 19. h4!
(Verdiği taşa karşılık beyazın kompanzasyon elde etmesini sağlayan güzel bir fikir)
19....Khg8 20. hxg5 Fxg5 21. Ae4 Ae3 22. Vxg5+ Kxg5 23. Fh4 Şd8 24. fxe3 Kh8 25. Fxg5+ Şc7 26. Fg4 c5 27. dxc5 Axc5 28. Kf7+ Şb8 29. Ad6! Kg8! 30. Kaf1 Kxg5!? 31. Kf8+ Şc7 32. K1f7+! Ad7 33. Kxd7+ Şxd7 34. Kf7+ Şd8 35. Kf8+ Şd7 36. Kf7+ 1/2-1/2

9 Haziran 2008 Pazartesi

Ukrayna Takımlar Şampiyonasını Kievchess Kazandı


Karadeniz’in kuzeyindeki Kırım yarımadasında küçük bir kasaba olan Alushta’da düzenlenen ve dokuz takımın yarıştığı Ukrayna takımlar şampiyonasını "Kievchess" kazandı. Sergey Karjakin, Moiseenko Olexandr, Vladimir Baklan, Eduard Andreev gibi büyük ustaların da takımları adına yarıştığı bu şampiyonada sadece bir bayan sporcunun (WIM Vita Chulivska) bulunması dikkat çekti. Genç yıldızlardan oluşan "Lviv University" takımı üçüncü oldu. Şüphesiz en büyük ilgi, 2397 Elo ile Kievchess takımı adına başarıyla yarışan, 11 yaşındaki Illya Nyzhnyk üzerindeydi. Şampiyonadan bazı maçlar:

[Event "Ukrainian Championship Club's Teams"]
[Site "Alushta"]
[Date "2008.05.25"]
[Round "5.3"]
[White "Chulivska, Vita"]
[Black "Popov, Sergey A"]
[Result "1-0"]
[ECO "B12"]
[WhiteElo "2267"]
[BlackElo "2129"]
[PlyCount "83"]
[EventDate "2008.05.21"]

1. e4 c6 2. d4 d5 3. e5 Ff5 4. Af3 e6 5. Fe2 Ae7 6. O-O Ad7 7. Abd2 Vc7 8. Ke1 a6 9. b3 c5 10. Fb2 Ac6 11. c4 dxc4 12. Axc4 Kd8 13. d5 exd5 14. Ad6+ Fxd6 15. exd6 Vxd6 16. Fd3+ Fe6 17. Fxg7 Kg8 18. Fh6 Ae7 19. Fxh7 Kh8 20. Vc2 Af8 21. Ag5 Şd7 22. Fg7 Axh7 23. Axh7 Af5 24. Af6+ Şc6 25. Fxh8 Kxh8 26. g3 Ad4 27. Vc3 Ff5 28. Kac1 Ab5 29. Ve3 Fe6 30. a4 Ac7 31. Kxc5+ Vxc5 32. Kc1 Vxc1+ 33. Vxc1+ Şd6 34. Vf4+ Şc6 35. Vc1+ Şd6 36. b4 Kc8 37. Vc5+ Şe5 38. Qe7 Şd4 39. Ad7 Ae8 40. Ac5 b6 41. Axe6+ fxe6 42. Vxe6 1-0

[Event "Ukrainian Championship Club's Teams"]
[Site "Alushta"]
[Date "2008.05.21"]
[Round "1.4"]
[White "Karjakin, Sergey"]
[Black "Nechaev, Andrei"]
[Result "1-0"]
[ECO "C65"]
[WhiteElo "2732"]
[BlackElo "2391"]
[PlyCount "71"]
[EventDate "2008.05.21"]

1. e4 e5 2. Af3 Ac6 3. Fb5 Af6 4. O-O Fc5 5. c3 O-O 6. d3 d6 7. Fg5 Ve7 8. Abd2 Ad8 9. d4 Fb6 10. Fh4 Ae6 11. Ac4 c6 12. Axb6 axb6 13. Fa4 Af4 14. Fc2 Fg4 15. h3 Fh5 16. Ke1 h6 17. Fg3 Ah7 18. Fxf4 exf4 19. Vd3 Ag5 20. Ad2 Kfe8 21. h4 Ae6 22. Vh3 b5 23. Vh2 b4 24. d5 bxc3 25. bxc3 Af8 26. dxc6 bxc6 27. Vxf4 Ag6 28. Vh2 Axh4 29. Ke3 Fg6 30. Ac4 Ked8 31. e5 Ff5 32. exd6 Vf6 33. Fb3 Fe6 34. Kd1 Fd5 35. Ve5 Vg6 36. Kg3 1-0

[Event "Ukrainian Championship Club's Teams"]
[Site "Alushta"]
[Date "2008.05.22"]
[Round "2.4"]
[White "Nyzhnyk, Illya"]
[Black "Chos, Alexey"]
[Result "1-0"]
[ECO "A55"]
[WhiteElo "2397"]
[BlackElo "2406"]
[PlyCount "79"]
[EventDate "2008.05.21"]

1. d4 c6 2. c4 d6 3. Af3 Ad7 4. Ac3 e5 5. e4 Agf6 6. Fe2 Fe7 7. O-O O-O 8. Ke1 Ke8 9. Ff1 Vc7 10. Kb1 a5 11. b3 Af8 12. d5 Ag6 13. g3 Fg4 14. h3 Fd7 15. Vd3 c5 16. a3 Vc8 17. Şh2 Axe4 18. Vxe4 Ff5 19. Ve2 Fxb1 20. Axb1 f5 21. Fg2 h6 22. Afd2 e4 23. Fb2 Fg5 24. Vh5 Şh7 25. h4 Fxh4 26. gxh4 Af4 27. Vf7 Ke5 28. Fxe5 dxe5 29. Kg1 Şh8 30. Fxe4 g6 31. Kxg6 Axg6 32. Vf6+ Şh7 33. Fxf5 Vg8 34. h5 Vg7 35. Fxg6+ Şh8 36. Vxg7+ Şxg7 37. Ac3 Kf8 38. Ade4 b6 39. d6 Kb8 40. Ad5 1-0

6 Haziran 2008 Cuma

Oyun Sonları Dikkat İster


Hamle sırası beyazdadır: 39.?

2008’in Mart ayında Sakarya’da katıldığım turnuvanın 9. turunda siyahlarla oynuyordum ve 38. hamlem ile birlikte yukarıda oluşan konuma kadar net bir kazanç yolu bulamamıştım. Rakibim olan beyazlar daha zayıf bir oyuncuydu ve bu kritik anda oyun sonunda yaptığı hata yüzünden kaybetti:

39. f5 ?? ( doğrusu 39. Fb4 ! hamlesi idi ve beyaz hafif üstün devam edecekti fakat şimdi oyun çarçabuk sona eriyor. Halbuki rakibimin düşünmek için zamanı vardı ve bu kritik pozisyonda da düşünmek gerekirdi} ) 39... c2 40. e6 fxe6 41. fxe6 c1V 42. Fxc1 Fxc1 43. h4 Şf8 44. h5 g6 (burada dikkat edilmesi gereken kenar piyonu bırakmamak yoksa fil üstünlüğü kazanca yetmez) 45. Şe5 Şe7 46. Şd5 Fb2 47. g5 Fc1 ve beyaz terk etti (0-1)

5 Haziran 2008 Perşembe

Daha Az Hata Yapan Kazanır


Bu pozisyon ve dolayısıyla bu maç benim için çok değerli, çünkü sadece rakibimin 2152 UKD seviyesinde önemli bir oyuncu olmasıyla değil aynı zamanda benim için paha biçilemez derslerle dolu bir maç olmasıyla da satranç hayatımda ayrı bir yeri vardır. Bizi bu pozisyona getiren 60. hamleye kadar karşılıklı olarak çeşitli hatalar yapmıştık. 3 saati aşkın devam eden oyun beni yormuş ve kalan 5 dakikalık zamanımda doğru hamleleri bulabilmeyi umuyordum. Şurası kesin ki hamle sırasına sahip olan siyahlar eğer 60…Şd2 oynasa oyun beraberlikle bitecekti. Örnek vermek gerekirse oyun şöyle devam edebilirdi; 60… Şd2 61. f4 Şd3 62. Şd6 b4 63. Şxe6 b3 64. Şf7 Kxg7 65. Fxg7 b2 66. e6 b1V 67. e7 Vb3+ 68. Şf8 Vb8+ 69. e8V =

Rakibim ise bana kazanç için bir şans tanıdı ve şahını filimin çaprazına geldi, bu ölümcül bir tempo kaybı demekti... oyun şöyle devam etti:

60… Şc3?? 61. Şd6! Şc4 62. Şxe6 Ka8 63. Şf7 Şd5 64. e6 Şd6 65. e7 Şd7 66. g8V Kxg8 67. Şxg8 Şe8 68. Şg7?! b4 69. f4 c5 70. f5 c4 71. Fd4 Şxe7 72. Fc5+ ve siyah terk etti.

3 Haziran 2008 Salı

Ben Kimim?

9 Mayıs 1980 İstanbul doğumluyum. Satrançla ortaokul yıllarında tanıştım, fakat İstanbul'dan Aydın'a taşınıp lise 1. sınıfa başlamamla birlikte gerçek anlamda satranç dünyasına ayak basmış oldum. Çünkü daha önce ne bir satranç kitabım, ne de bir satranç takımım olmuştu. O zamana dek sadece satranç kolundaki arkadaşlarımla ve sadece haftanın bazı günleri okulda satranç oynama imkanım olabiliyordu. Orta okul yıllarımın bana tek faydası; aşıladığı satranç aşkı olmuştur sanırım. Lisede satın aldığım birkaç kitap ve orta boy mıknatıslı satranç takımım ve Yeniyüzyıl gazetesinden takip ettiğim satranç dünyası turnuvalara katılmam için beni cesaretlendirdi. Turnuva standardındaki ilk takımıma lise2. sınıfın başlarında sahip oldum. O yıllarda il bazında kazandığım başarılar elbette beni mutlu ediyordu ama yinede bana yol gösterecek, hatalarımı görüp düzeltecek bir hocanın olmayışı en büyük sıkıntımdı. Üniversiteyi kazandıktan sonra yaklaşık sekiz sene kadar satranca ara vermiş oldum. Sanırım bu en büyük hatamdı. Şimdi ise satrançtan bir kardeş, bir dost olarak bahsedebilirim ve ondan bir daha asla kopmak istemiyorum. Belki bu geri dönüşü; Türkiye'de değişen federasyon yapısıyla birlikte iyileşen satranç anlayışına bağlayabiliriz. Çünkü eskiden satrançla uğraşmak ve kendini geliştirmek gerçekten çok zordu. Bu bakımdan yeni nesil kesinlikle çok şanslı. Şimdi artık birşeylerin savaşını vermek daha kolay. İnsanların içindeki karşılıksız satranç sevgisi kendini daha rahat dışa vurabiliyor.
Neyseki okulumu bitirdim ve askerliğimi yaptım. Artık kendimi bu dünya içerisinde kaybetmem daha kolay olacak. Askerde bir ay süren Kara Kuvvetleri Komutanlığı Turnuvası maratonuna katılma fırsatım da oldu ve bu sırada tanıştığım insanlar gerçekten ufkumu açtı. Özellikle Narman Hocamın (izninizle size hocam demek istiyorum) hakkı ödenmez. Çünkü inanılmaz, karşılıksız satranç sevgisini ve engin bilgilerini size de ister istemez bulaştırıyor. Şu sıralarda yaklaşık 1700 seviyesinde satranç oynuyorum. İnternet aracılığıyla da tüm dünyayı takip ediyor, bilgisayarımda ki çeşitli engine'lere karşı maçlar yapıyorum. En çok tercih ettiğim engine'ler: Ktulu 8.0 , Toga II , Fruit 2-3-1. Satrancı insana yakışır bir biçimde oynadığıma inanıyorum ve yendiğim rakipler için en az onlar kadar üzülüyorum. Gençlere satranç öğretilirken satranç ahlakının da verilmesi gerektiğine inanıyorum. Satranç; diğer insanlara üstünlük taslamanın yolu değil, kendini ve dünyaya bakışını geliştirmenin ve hayata bağlanmanın yolu olması gerektiğine inanıyorum. Statü peşinde koşanlar bir gün elbet insanların gönlündeki sevgi duvarına çarpıp yok olacaklardır.
Turnuvalara sadece güzel oyunlar çıkartmak için katılıyorum. En güzel şey oyunun hakkını vererek oynamak. Bloğumda da genelde kendi oyunlarımdan pozisyonları tartışacak ve yayınlayacağım. Elbette sizin bana e posta yoluyla göndereceğiniz oyunlar olursa, burada yayınlayarak onları tartışmaya açmaktan mutluluk duyarım. Tüm satranç sever dostlarıma çalışmalarında ve hayatta başarılar dilerim.