
Yukarıdaki konuma rakibimin 29.... d5 hamlesinden sonra ulaşmıştık. Kazanç konumuna geçmemle birlikte kendimi epey rahatlamış hissediyordum, çünkü çok mücadele vermiştim. Bu hamle ise bana biraz garip(!) gelmişti ama sadece üstünkörü bir incelemeyle yetinmiştim. Rakibim, ya yaşının getirdiği toylukla (11 yaşındaydı) ya da antrenörünün etik dışı tavsiyelerini hatırlayarak neredeyse her hamlesinden sonra berabere teklif ediyordu. Oyunun bir an önce bitmesini istiyordum ve belki birazda bunun etkisiyle 30. c5! hamlesini değilde 30. cxd5?! hamlesini tercih ettim ve kendimi sıkıntıya soktum. Rakibimin tek beklentisi hata yapmamdı ve cesur hamlesinin bende uyandırdığı dehşetle sonuçta bunu başardı. 30.... Fxf2+!? 31. Şxf2 Vh4+ 32. g3 Vxh3 (biraz geçte olsa siyahın 29. hamlesini yaparken güvendiği Kc2 tehtidinin önemini kavrayabilmiştim, fakat içine düştüğüm panik ve daha dikkatli oynama isteği bana daha büyük bir hata yaptırdı. ) 33. Vf1? (halbuki Vd3 hamlesinden sonra beyazların önemli bir sorunu yoktu.) 33.... Vh2+ 34. Şf3 Vh5+ 35. Şe4?! (35. Şe3 daha iyiydi) 35.... Vg4+ 36. Ff4 Vg6+ 37. Şf3 Vh5+ 38. Şg2?? (İyice bunaldığım bir anda en kötü hamleyi yaptım, aslında 38. g4 varyantında hiç bir sorun yoktu.) 38.... Kc2+ 39. Vf2 Kxf2+ 40. Şxf2 Vxd5 41. Kc1?? (41. Fe3 hamlesi en iyisiydi ve beyazlar iyi bir savunma kurabilirdi.) Böylece çöken moralimle birlikte ardı ardına gelen hatalar sonucu siyah oyunu kazandı. Herhalde ne kadar üzüldüğümü tahmin edebiliyorsunuz. Keşke satranç oynarken duygu şalterlerimizi indirmenin bir yolu olsa...